Dudak-Damak Yarıklıklarına Bağlı İletişim Yetersizlikleri
A. Dudak-Damak Yarıklılığının Tanımı: Damağın orta hattında gözlenen, küçük dil, yumuşak damak, sert damak, üst çene kemiği ve dudak bölgelerine kadar uzanabilen, konjenital (doğuştan), yarıklık olarak tarif edilen anatomik bir bozukluktur.
B. Dudak-Damak Yarıklılığının klinik Özellikleri: Genellikle yarıklığın tek yanlı, iki yanlı, orta hatlı, yarım, tam vb. olması biçiminde sınıflandırılır. Öncelikle ve özellikle beslenme sorunu birinci plandadır. İleri ki dönemlerde konuşma etkilenir. Yarığın olduğu yer ile ilişki seslerin üretiminde sorunlar gözlenir. Damak yarıklığının onarılmadığı durumlarda ağız içi basınç oluşumunda sorunlar ve burun boşluğuna hava kaçışı gözlenir. Konuşma sırasında burundan hava kaçar. Yumuşak damağın etkilenmesi ya da yumuşak damağın yutak duvarına tam temasının sağlanamaması ve burun yolunun ağız yolundan ayrılamaması sonucunda konuşma sesinde genel olarak burun/geniz sesi hakim olur. Konuşmanın anlaşılırlığı hem sesletim (artikülasyon) problemleri hem de burun rezonansı nedeniyle oldukça etkilenir. Başkaca bir etmen yoksa dil ve konuşma gelişimi etkilenmez, ama konuşmanın anlaşılırlığı etkilenir. Başlangıçta sesletim sorunu olarak ortaya çıkan durum, çocuğun yanlış sesletimlere giderek alışması, onları doğal ve ‘doğru’ kabul etmeye başlaması sonucunda sesbilgisel bir sorun haline dönüşebilir.
C. Tanımlanması: Dudak-damak yarıklıkları geniş bir ekibin birlikte çalışmasını gerektirir. Başta plastik cerrah olmak üzere, çocuk doktoru, ortodontist, kulak-burun-boğaz uzmanı, diyetisyen, dil ve konuşma terapisti bu ekipte yer alır. Öncelikle anatomik bozukluğun onarılmasına yönelik cerrahi girişimler yapılır. Dudak damak yarıklıkları genellikle uzun yıllar süren bir takibi ve tedaviyi gerektirir. Dil ve konuşma terapisti, beslenme ve yutmadan başlayarak, ilk sesler ve oral motor becerilerin kazandırılmasına yönelik planlamalar yapar ve aileye dil/konuşma gelişimi öncesi yapması gerekenleri anlatır ve bu yönde bir program verir. İleriki dönemlerde de diğer ekibin yanı sıra belirlenen sorunlara yönelik dil ve konuşma terapisini planlar ve yürütür.
D. Sağaltımı(terapisi): İletişim yetersizlikleri açısından ele alındığında, dudak ve damak yarıklığı olan çocuklarda iki temel sorun öne çıkmaktadır: Sesletim sorunları ve burundan/genizden konuşma. Sesletim sorunlarında cerrahi onarım etkili olacaktır. Onarımı yapılan bir çocuk ile onarılmamış bir çocuğun sesletim performansları ve terapiye verecekleri yanıt farklı olacaktır. Sesletim terapisinde temelde seslerin tüm özelliklerinin tanıtılması, bunların sesletimine yönelik kuralların edinilmesi ve üretim çalışmaları şeklinde planlanabilir. Yumuşak damak hareketlerini ve ağız içi basıncını geliştirmeye yönelik olarak da ıslık çalma, üfleme, balon şişirme, ağız-geniz yolu açıklığını kontrol etmeye yönelik çalışmalar yapılabilir. Dil ve konuşma terapistleri gerek erken dönem bebeklik süresince, gerekse çocukluk ve öğrencilik dönemlerinde dudak-damak yarıklığı olan çocukların sürekli destekçisi olmak durumundadır.
E. Prognoz (iyileşmeye yönelik kestirim): Dudak-damak yarıklıklarına bağlı iletişim sorunlarının çözümlenmesi, oldukça sabır isteyen ve uzun sürebilen bir süreçtir. Kimi durumlarda lise, hatta üniversite çağlarına kadar yayılan girişimler gerekebilmektedir. Cerrahi girişimlerini ortodontik müdahalelerin ve güçlü çevre desteğinin birlikte bulunduğu durumlarda dil ve konuşma terapisi çok daha etkili olmaktadır.